Nörotransmitterler beyin ve vücut arasında bilgi taşıyan beyin kimyasallarıdır. Nöron denen sinir hücreleri arasında bilgi aktarırlar. Beyin, kalbinizin atması, akciğerlerinizin nefes alıp vermesi ve midenizin sindirim yapması için nörotransmitter maddeleri kullanır. Ayrıca ruh halini, uykuyu, konsantrasyonu ve kiloyu da etkilerler ve bu maddelerdeki dengesizlikler vücudu olumsuz yönde etkiler.
Zihin, Beden ve Nörotransmitter Maddelerin İlişkisi Nedir?
Güçlü, enerjik ve sağlıklı hissetmedikten sonra, gerçekten de dünyanın ve hayatın zevklerinden haz alamayız. Eğer burnumuz tıkalı ise bir fincan kahvenin bile tadını tam olarak alamayız. Unutmamak gerekir ki, beden ve zihin birbirine bağlıdır. Beden bir araç ise, zihin ise bu aracın sürücüsüdür.
Mental olarak nasıl hissettiğiniz, vücudunuzu ve beyindeki nörotransmitterlerin dengesini etkiler. Fiziksel sağlığınızın, duygusal ve mental sağlığınız üzerinde etkileri vardır. Beyindeki nörotransmitter maddeleri artırmak için yüksek miktarda sağlıklı besinler tüketebilir ve iyi egzersiz yapabilirsiniz. Fakat eğer zihniniz bedeninizi pozitif davranış ve düşüncelerle desteklemiyorsa bunların fiziksel sağlığınıza bir faydası olmayabilir.
Gözlemlenen en birincil nedenlerden biridir ki, insanların çoğu düzenli egzersiz yapmalarına ve sıkı diyet programlarına harfiyen uymalarına rağmen kilo veremezler. Çünkü kilo verme sürecinde, zihinlerinde olanlar, midelerinde olanlar kadar önem arz etmektedir. Eğer beyindeki nörotransmitter maddeleri doğal olarak dengelemek istiyorsanız, sadece yediğiniz besinleri değil yaşadığınız yaşam tarzı ve düşünme şeklinizi de göz önünde bulundurmanız gerekmektedir.
Eski Hindu hekimlik ve uzun yaşam sanatı olan ayurveda şuna inanır; aynı besin maddesi farklı kişilerde bünyeye göre farklı etkiler yapabilir (prakriti). Ayurveda düşüncesi şu üç anlayış şekline dayanmaktadır; hareket (vata), dönüşüm (pitta) ve yapı (kapha).
Buna ek olarak besinlerin kolay ya da zor sindiriliyor olmasının ötesinde daha detaylı bir durum ortaya çıkmaktadır. Besinlerin asidik olması (ushna ya da amala), bazik olması (sheeta ya da snigdha), yiyeceklerin çok yararlı maddelerle dolu olması (sattvic), acı-ekşi-tuzlu olmaları (rajasic) ya da durağan-tembel, ölü kabul edilmeleri (tamasic) gibi. Öyle ki, belirli besinlerin beyninizdeki sizi rahatlatan ve sakinleştiren nörotransmitter maddeler üzerinde dengeleyici etkileri vardır. Diğer bazı besinler size ihtiras yükleyip heyecanlanmanıza sebep olurken, bazıları ise sizi öfkelendirebilir.
Ayurveda besinlerin insanlar için en önemli ilaç olduğuna inanmaktadır. Buna beyindeki nörotransmitter maddelerin artırılması ve dengelenmesi de dahildir. Ayurveda, doğru yapılan diyete çok önem verir, bundan daha fazla olmasa da ilaç tüketimi de önemlidir. Özellikle ruh hali ve beyin sağlığı göz önünde bulundurulduğunda, ikisi de karmaşık olarak birbirine bağlıdır.
Beyindeki Sinir Sistemi Kimyasallarını Dengeleyen Nörotransmitterleri Artıran Besinler
Doğal olarak sağlıklı besinlere dönüşen sattvic besinler genellikle baziktir ve depresyon ve diğer benzer rahatsızlıklar için son derece faydalıdır. Çünkü doğal yolla beyindeki nörotransmitterleri artırır ve dengelerler. Nörotransmitterler, aminoasitlerden yapılmış kimyasal maddelerdir. Aminoasitlerin kaynağı proteinlerdir ve nörotransmitter üretmek için vitamin ve minerallere ihtiyaç duyarlar.
Serotonin üretmek ve beyindeki nörotransmitterleri genel olarak artırmak için, protein, B vitamini, C vitamini ve minerallere (kalsiyum, magnezyum, selenyum vs.) ihtiyaç vardır.
Yeşil yapraklı sebzeler (özellikle ıspanak), esmer prinç, tofu (soya fasulyesi suyunun fermantasyonundan elde edilen bir tür peynir), ay çekirdeği ve susam tohumu, pozitif bir ruh hali için çok önemli olan serotonin üretimi için gerekli olan nörotransmitter bileşenlerle doludur.
Ceviz, keten tohumu, kenevir tohumu ve chia çekirdeği, serotonin seviyesinin yükselmesi için mükemmel olan ve nörotransmitterleri doğal olarak dengeleyen omega-3 yağ asidi içerirler.
Ayrıca yumurta ve balık serotonin üretimi için iyiyken, yogasal yazıtlar bütün etleri ve kümes hayvanlarını tamasic besin olarak sınıflandırmıştır. Tamasic besinler asidiktir ve vücutta saldırganlığı teşvik eder ve yenme sıklığı limitlenmelidir.
Badem, mercimek, esmer pirinç, karpuz ve kavun sattvic besinlerdir. Bazik besinler, özellikle GABA (gamma-aminobutirik asit) beyindeki nörotransmitter miktarının artışı ve dengelenmesi için harikadırlar. GABA beynin ürettiği en güçlü rahatlatıcı ve yatıştırıcı nörotransmitterdir. Portakal da ayrıca GABA üretimi ve düzenlenmesi konusunda iyidir.
Olgunlaşmış muz harika bir dopamin kaynağıdırlar ve beyindeki nörotransmitterler seviyesini doğal olarak artırmada çok etkilidirler. Serbest radikaller dopamin seviyesini azaltırlar. Yani eğer antioksidan açısından zengin yiyecekler yerseniz, bu yiyecekler dopamin depolarınızı korurlar. Dopamin, sağlığı ve enerji seviyesini desteklemesinin yanında zevk alma ve mutluluk hisleriniz açısından da önemlidir. Çoğu turunçgiller ve çilek, dut, frenk üzümü gibi çekirdeksiz sulu küçük meyveler antioksidanlarla doludurlar. Bunun yanında, bu meyvelerin vitamin içerikleri doğal bir şekilde nörotransmitterleri üretmek ve dengelemek için birleşirler. Ayrıca susam tohumu da dopamin üretimine yardımcı olmaktadır.
Kahve, alkol ve şekerli içeceklerin dopamin seviyesine olumsuz etkileri vardır. Eğer laktoza duyarlı değilseniz, süt ve diğer süt ürünleri de nörotransmitter üretiminin dengelenmesine yardımcı olurlar.
Buğday tohumu beyindeki asetikolin (acetylcholine) seviyesini yükselten besleyici öğeler açısından zengindir. Asetikolin ruh hali, hafıza, endişe durumu ve fazlasını etkileyen diğer önemli bir nörotransmitterdir.
Ayrıca yumurta da asetikolin açısından oldukça iyidir. Yoğurt nörotransmitterlerin üretimi ve dengelenmesine yardımcı olur fakat ayurvedaya göre hücresel boşaltım sistemi üzerinde negatif etkisi vardır. Ayurveda anlayışında, vücuttaki her hücrenin bir giriş ve çıkış yolu bulunur ve yoğurt birçok hastalık için gelişme alanı meydana getiren hücrelerin çıkış yolunu kapatır. Ayrıca yoğurt doğal olarak asidiktir. Buna karşı yoğurt yedikten sonra iyi hissediyorsanız, beyninizdeki nörotransmitterlerin artmasına yardımcı olması açısından daha da fazla tüketebilirsiniz. Her halükarda, yatmadan önce yoğurt yemek iyi değildir.
Beyindeki nörotransmitterlerin artışına ve düzenlenmesine istinaden kısaca özetleyecek olursak, diyetiniz daha çok bazik yiyecekler tüketmek üzerine olmalıdır. Yedikleriniz, özellikle bazik özellik gösteren yiyeceklerin, antidepresanların vücudunuza verdiği yıkıcı zararların yanında çok az yan etkileri bulunmaktadır. Tükettiğiniz yiyeceklerin türü, beyninizdeki nörotransmitter seviyesine kuvvetle etki etmesinin yanında mental ve fiziksel durumunuza da anında etki etmektedir.
Depresyonu doğal yollardan tedavi etmek anlamında, belirli besinler kendini göstermektedir. Bunlardan biri de mangodur. Mango, vücudunuzdaki serotonin miktarını yükseltir ve beyninizdeki nörotransmitter seviyesini dengeler.
Oldukça asidik oldukları için, genel olarak çay ve kahveden uzak durmak gerekmektedir. Bununla beraber depresyonda, kahve, elbette ki uygun miktarlarda alındığı taktirde oldukça faydalı olmaktadır. Kahvenin beyindeki dopamin ve asetilkolin gibi nörotransmitterleri artırma konusunda kuvvetli etkileri olması sebebiyle kahve ruh halinizi iyi yönde etkiler. Eğer mango yemeye alışıksanız, mango da aynı derecede keyfinizi artıracaktır.
Haşlanmış ıspanakta folik asit bulunmaktadır. Folik asit beyindeki nörotransmitterlerin dengelenmesi için çok iyidir. Bir bardak portakal suyu oldukça iyi bir etki gösterir. Oldukça besleyici özellikleri olmasının da ötesinde, alkalin (bazik) yiyecekler nörotransmitter seviyenizi artırırlar. İşte size aşağıda referans alabileceğiniz besinler ve nörotransmitterler.
Serotonin: Mango, ceviz, keten tohumu, kenevir ve chia tohumu, yeşil yapraklı bitkiler, tofu peyniri, ay çekirdeği, esmer pirinç, susam tohumu.
Dopamin: Susam tohumu, turunçgiller, etli ve zarlı kabuksuz meyveler, muz.
GABA: Badem, mercimek, esmer pirinç, fasulye, kavun, portakal.
Asetilkolin: Kümes hayvanları eti, buğday tohumu.
Çay ve kahve uyarıcıdır ve uzun vadede nörotransmitter seviyesini düşürürler. Fakat uygun miktarlarda alındığında ruh halinize iyi gelirler.
Yukarıda da bahsedildiği gibi, yoğurt beyindeki nörotransmitter üretiminin doğal olarak artmasına yardımcı olur fakat uygun miktarlarda tüketilmelidir. Size iyi geldiği sürece daha fazla kullanabilirsiniz. Mümkün olduğunca organik ve alkali (bazik) besinler tüketmeye dikkat edin. Çünkü bu tarz besinler etkili bir biçimde beyindeki nörotransmitterleri artırır.
Nörotransmitterler, yediğimiz proteinlerde doğal olarak bulunan proteinlerin yapı taşı olan aminoasitlerden oluşmaktadır. Protein tek başına beyinde nörotransmitter üretemez. Ayrıca, daha çok alkalin (bazik) ve sağlığa faydalı besinlerde bulunan vitamin ve minerallere de ihtiyaç duyulur. Eğer mümkün olduğunca besin değeri yüksek ve organik besinler tüketirseniz sağlıklı kalırsınız ve vücudunuz ve beyniniz sizi, daha çok nörotransmitter üreterek ödüllendirir.
Nörotransmitter nedir konusuyla bağlantılı, ilginizi çekebilecek diğer paylaşımlar;
- Beyindeki Nörotransmitter Maddeleri Artırmak İçin Yaşam Tarzı Değişiklikleri
- 9 Maddede Beyni Besleyen Doğal Gıdalar
- 5 Maddede Sağlıklı Bir Zihin İçin Beyin Egzersizleri
- Alzheimer Hastalığı Nedir? Alzheimer Hastalığına Ne sebep Olur?
- Hormon Testi Nedir | Test Sonuçlarının Normal Değerleri Nelerdir?
- Hormon Testi Nasıl Yapılır | Kadın&Erkek İçin Kan, Tükürük ve İdrarla Yapılan Hormon Testleri