Fenilalanin birçok gıdada bulunan ve vücudun proteinler ve diğer önemli molekülleri üretmek için kullandığı bir amino asittir. Fenilalaninin, depresyon, ağrı ve deri hastalıkları üzerine etkileri araştırılmış bir konudur. Şimdi fenilalanin nedir, faydaları, yan etkileri ve besin kaynakları nelerdir daha yakından bakalım.
Fenilalanin Nedir?
Fenilalanin, vücuttaki proteinlerin yapı taşları olan bir amino asittir .
Bu molekül iki farklı formda bulunur;
- L-fenilalanin
- D-fenilalanin.
Hemen hemen aynıdırlar ancak moleküler yapıları arasında çok az bir fark vardır.
L-formu gıdalarda bulunur ve vücutta protein üretmek için kullanılırken, D-formu belirli medikal uygulamalarda kullanılmak üzere sentezlenebilir.
Vücut kendi başına yeterli L-fenilalanin üretemez, bu nedenle besinlerden elde edilmesi gereken önemli bir amino asit olarak kabul edilir.
Hem bitkisel hem de hayvansan kaynaklar olmak üzere çok çeşitli gıdalarda bulunur.
Protein üretimindeki rolüne ek olarak, vücuttaki diğer önemli molekülleri üretmek için de fenilalanin kullanılır. Bu moleküllerin bir kısmı vücudun farklı bölgeleri arasında sinyaller gönderir.
Fenilalanin, cilt hastalıkları, depresyon ve ağrı gibi çeşitli tıbbi durumların tedavileri açısından araştırılmıştır.
Bununla beraber fenilalanin, fenikketonüri (PKU) genetik bozukluğu olan kişiler için tehlikeli olabilir.
Sonuç olarak: Fenilalanin, protein ve sinyal moleküllerini üretmek için kullanılan önemli bir amino asittir. Çeşitli tıbbi durumlar için bir tedavi olarak araştırılmıştır. Ancak spesifik bir genetik bozukluğu olan kişiler için tehlikelidir.
Fenilalanin Vücudun İşleyişi İçin Önemli Bir Amino Asittir
Vücut protein üretmek için fenilalanin ve diğer amino asitlere ihtiyaç duyar.
Beyinde, kanda, kaslarda, iç organlarda ve vücuttaki hemen her yerde birçok önemli protein bulunur.
Dahası, fenilalanin aşağıdaki moleküller de dahil olmak üzere molekül üretimi açısından çok önemlidir;
- Tirozin: Bu amino asit doğrudan fenilalaninden üretilir. Tirozin bu listede bulunan diğer moleküllere dönüştürülmek ya da yeni proteinler üretmek için kullanılabilir.
- Epinefrin ve norepinefrin: Stresle karşılaştığınızda, bu moleküller vücudunuzun “savaş ya da kaç” yanıtı vermesi açısından hayati öneme sahiptir.
- Dopamin: Bu molekül, beyindeki zevk duyguları ile bağlantılıdır ve hafıza ve öğrenme becerilerini şekillendirir.
Bu moleküllerin normal fonksiyonları ile ilgili problemler sağlık üzerinde olumsuz etkilerine neden olabilir.
Yukarıdaki molekülleri vücutta üretmek için fenilalanin kullanıldığı için, depresyon da dahil olmak üzere belirli hastalıklar için potansiyel bir tedavi olarak araştırılmıştır.
Fenilalanin, sonrasında önemli sinyal moleküllerini üretmek için kullanılan tirozin amino asidine dönüştürülebilir. Bu moleküller, ruh hali ve stres tepkisi de dahil olmak üzere vücudun normal işleyişinde yer almaktadır.
Bazı Tıbbi Durumlar İçin Fenilalanin Faydalı Olabilir
Birçok çalışmada, fenilalaninin belirli tıbbi problemlerin tedavisinde faydalı olabileceği incelemiştir.
Bazı araştırmalar göstermiştir ki, fenilalanin cilt renginin kaybolmasına ve lekelenmeye neden olan bir cilt bozukluğu olan vitiligo (akderi) tedavisinde etkili olabilmektedir.
Yapılan diğer çalışmalar, ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalınmasına karşı tedavi için fenilalanin takviyelerinin kullanılması, bu durumdaki bireylerde cilt pigmentasyonunu iyileştirebileceği bildirmiştir.
Fenilalanin, dopamin molekülünü üretmek için kullanılabilir. Beyindeki dopamin işlevi bozukluğu, bazı depresyon türleriyle ilişkilidir.
12 kişi üzerinde yapılan küçük bir çalışmada, depresyon tedavisi için fenilalanin amino asidinin D- ve L- formlarının karışımının kullanılmasının olası bir faydası görülmüş ve hastaların 2 / 3’ünde iyileşmeler görülmüştür.
Bununla birlikte, fenilalaninin depresyon üzerindeki etkisini destekleyen az çalışma vardır ve çoğu çalışma net faydalar göstermemiştir.
Vitiligo ve depresyona ek olarak, fenilalanin aşağıdaki durumlar üzerinde potansiyel etkileri de araştırılmıştır;
- Ağrı: Bazı araştırma sonuçlarının karıştırılmasına göre, Fenilalaninin D-formu, bazı durumlarda ağrının giderilmesine katkıda bulunabilmektedir.
- Alkol yoksunluğu: Az miktarda yapılan araştırmalar fenilalanin, amino asidinin diğer amino asitlerle beraber alkol yoksunluğu semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
- Parkinson hastalığı: Çok sınırlı sayıdaki kanıtlar, fenilalaninin Parkinson hastalığının tedavisinde faydalı olabileceğini göstermektedir, ancak bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Sonuç olarak: Fenilalanin, vitiligo (akderi) cilt bozukluğu tedavisinde yararlı olabilmektedir. Sınırlı sayıda yüksek kaliteli araştırmalar yapılmış olmasına karşın, kanıtlar diğer problemlerin tedavisinde fenilalanin amino asidinin etkinliğine güçlü bir destek sağlamaktadır.
Fenilalaninin yan etkileri
Fenilalanin protein içeren birçok gıdada bulunur ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından “genel olarak güvenli” kabul edilmektedir.
Gıdalarda bulunan bu amino asidin miktarı, sağlıklı bireyler için tehlikeli bir durum oluşturmamalıdır.
Genel olarak kg başına 50–100 mg dozlarda destek ürünü olarak az veya hiç yan etki göstermez.
Bununla birlikte, hamile kadınların fenilalanin takviyeleri almaktan kaçınması gerekmektedir.
Ek olarak, bu amino asidin genel güvenliği açısından çok dikkate değer bir istisna vardır.
Amino asit metabolizması bozukluğu fenilketonüri (PKU) olan bireylerin vücutları fenilalanini uygun şekilde işleyemez. Bu durum, bu kişilerin kanlarında fenilalanin konsantrasyonlarının, fenilketonüri (PKU)’ su olmayanlara göre kabaca 400 kat daha yüksek olmasına neden olur.
Bu tehlikeli seviyedeki yüksek konsantrasyonlar beyin hasarlarına ve zihinsel engellere ve ayrıca diğer amino asitlerin beyne taşınması sırasında ortaya çıkabilecek problemlere neden olabilmektedir.
Bu bozukluğun oldukça ciddi bir konu olması nedeniyle, bebekler genellikle doğumdan hemen sonra fenilketonüri (PKU) için taranır.
Fenilketonüri (PKU) ‘lu bireyler genellikle hayat boyu devam eden özel düşük protein diyeti yaparlar.
Fenilalanin normal gıdalar içerisinde bulunan miktarları açısından güvenli kabul edilir. Ancak, feniiktonüri (PKU) bozukluğu olan bireyler bu amino asidi metabolize edemezler ve ciddi sağlık sonuçları nedeniyle fenilalanin tüketimini en aza indirgemelidirler.
Hiperfenilalaninemi
Hiperfenilalaninemi nedir?
Hiperfenilalaninemi vücudun esansiyel amino asit fenilalanini uygun şekilde metabolize etmediği ve fenilalaninin kanda biriktiği bir durumdur. Beyindeki sinir hücreleri fenilalanin seviyelerine özellikle duyarlıdır ve çok fazla beyin hasarına neden olabilir.
Hiperfenilalaninemi, nadir görülen bir doğumsal metabolizma sorunu olarak kategorize edilir ve hafif ile şiddetli arasında değişebilir. Şiddetli hiperfenilalaninemi, fenilketonüri (PKU)’dan kaynaklanabilir. PKU olmayan hiperfenilalaninemi, nörotransmitter maddelerin seviyelerini değiştiren tetrahidrobiopterin veya BH4 adı verilen bir molekülün eksikliği ile nitelenir. 120-600 mikromol / L’lik kan fenilalanin (Phe) konsantrasyonları olan kişilerin hafif HPA olduğu düşünülmektedir.
Hiperfenilalaninemi olan çoğu insanın normal bir yaşam süresi vardır. Klinik belirtiler, bozulmuş bilişsel işlevi ve davranışsal ve gelişimsel bozuklukları içerir. Hiperfenilalaninemi tüm ırklarda görülür ve her iki cinsi de eşit olarak etkiler.
Hiperfenilalaninemiye ne sebep olur?
Hiperfenilalaninemi, vücuda, fenilalanin hidroksilaz adı verilen bir enzimin nasıl yapıldığını söyleyen talimatlar verildiğinde bir şeyin yanlış gittiği bir genetik bozukluktur. Bu PAH genindeki bir mutasyon nedeniyle olur. Bu olaya dahil olduğu düşünülen diğer genler şunlardır;
- QDPR
- PTS
- PCBD1
- GCH1
Hiperfenilalaninemi kalıtımsal olarak nasıl geçer
Hiperfenilalaninemi, otozomal resesif bir özellik olarak kalıtsaldır, bu da her bir ebeveynin mutasyona uğramış genin bir kopyasını taşıdığı anlamına gelir.
Yüksek oranda fenilalanin içeren gıdalar
Bitki ve hayvan ürünleri de dahil olmak üzere birçok gıda fenilalanin içermektedir.
Soya ürünleri, soya fasulyesi, kabak çekirdeği gibi bazı tohum ve kabuklu yemişler yüksek fenilalanin içeren gıdalara iyi birer örnektirler.
Soya proteini takviyelerinin 200 kalorilik bir porsiyonu, yaklaşık 2.5 gram fenilalanin içerebilir.
Hayvansal ürünlerden, yumurta, deniz ürünleri ve bazı etler iyi birer kaynaktır ve 200 kalorilik porsiyon başına 2–3 grama fenilalanin içerebilir.
Genel olarak, gıdaları yüksek fenilalanin içeriğine bağlı olarak özellikle seçmek gerekmez.
Gün boyunca protein açısından zengin çeşitli yiyecekler yemek, ihtiyacınız olan tüm fenilalaninleri ve diğer gerekli amino asitleri karşılayacaktır.
Sonuç olarak: Soya ürünleri, yumurtalar, deniz ürünleri ve etler dahil olmak üzere fenilalanin içeren birçok gıda bulunmaktadır. Yeme içme alışkanlıklarınıza protein açısından zengin yiyecekler yemek vücuda gerekli olan fenilalanin amino asidini yeterince almanızı sağlayacaktır.
Kısacası
Fenilalanin, hem bitkisel hem de hayvansal gıdalarda bulunan önemli bir amino asittir .
Deri bozukluğu vitiligo (akderi) için faydaları olabilmektedir, ancak depresyon, ağrı veya diğer hastalıklar üzerindeki etkileri ile ilgili araştırmalar sınırlıdır.
Genellikle güvenli kabul edilir, ancak fenilketonüri (PKU) olan kişiler fenilalanin kullanıllarsa tehlikeli yan etkiler yaşayabilirler.
Fenilalanin nedir konusuyla bağlantılı ilginizi çekebilecek diğer paylaşımlar
- Proteinin Saça Faydaları | Saç Uzaması İçin Hangi Protein Daha Faydalıdır?
- Kırmızı Et: Faydaları, Zararları, Besin ve Protein Değerleri
- Hafızayı Güçlendiren Besinler: Beyni Besleyen ve Geliştiren, Stresi Azaltan Doğal Gıdalar / Yiyecekler