Eğer güzellikle ilgili konularda ilgiliyseniz ve internette sürekli araştırmalar yapan biri iseniz “elastin” kelimesi ile sık sık karşılaşıyorsunuzdur. Genç ve çekici bir görünümü devam ettirebiliyor olmak hayati bir önem taşımaktadır. Yaşlandıkça ciltteki kırışıklıkların ve diğer yaşlılık belirtilerinin görünümünün elastinle bir bağlantısı vardır. Cilt için ne kadar önemli olduğuna ve vücutta yeterince bulunup bulunmadığından nasıl emin olabileceğimize bir göz atalım.
Elastin Nedir?
Ayrıca ELN olarak da bilinen elastin, bağlantı dokularındaki önemli bir proteindir.
Elastin hücre dışı matriks proteinidir ve elastikiyetin en çok önem arz ettiği aşağıdaki dokularda bolca bulunur.
- Kan damarları (kuru ağırlığının %50’ si)
- Elastik bağlar (kuru ağırlığının %70’ i)
- Akciğerler (kuru ağırlığının %30’ u)
- Cilt (kuru ağırlığının %2 – 4 arası)
Vücudun farklı bölgelerinde bulunurlar fakat insanlar daha çok elastinin ciltle olan ilişkisi ile daha çok ilgilenirler. Bu maddenin çoğu, dermis olarak bilinen cildin orta tabakasında bulunur.
İsminden de tahmin edilebileceği gibi, elastin cildin elastikiyetinden sorumludur. Bu yüzdendir ki, en büyük organ olan cilt, gerildiğinde, çimdiklendiğinde ya da büzüldüğünde eski orijinal haline kolaylıkla gelebilmektedir. Elastin olmasaydı, uygulanacak bir basıç sonrasında, cilt tuhaf bir görüntüye sahip olurdu ve o şekilde kalırdı. Tropoelastin olarak bilinen bir protein, elastinin ilk halidir. İşte vücudun bu önemli yapısal proteini üretmek için kullandığı bileşen budur. Elastin, düzensiz bir bileşen ve fibril bir bileşenden oluşmaktadır. Bunlar, glisin, valin ve prolin gibi amino asitlerden meydana gelmiştir. Elastini oluşturmak için, bir enzim olan lizil oksidaz, birçok tropoelastin molekülünü bir araya toplayan bir reaksiyonu katalize etmektedir.
Elastin ayrıca arterler üzerinde hayati bir rol oynamaktadır. Basıncın ayarlanması kan akışını kolaylaştırmak için gereklidir. Özellikle, ana atar damarı gibi geniş kan damarlarında yüksek miktarlarda bulunmaktadırlar. Bu protein kıkırdak ve bağlarla beraber akciğerler ve mesane için de hayati önem taşımaktadır.
Ciltteki fonksiyonlarına gelince, genellikle insanlar elastini kolajen ile beraber anmaktadır. Bu ikisi hakikaten etle tırnak gibidirler. Cildin sağlıklı ve genç görünümlü olmasını desteklemek için beraber çalışırlar. Biri cilde dayanıklılık ve sıkılık salarken, diğeri cildin elastikiyetini destekler.
Elastin ve Cilt Yaşlanması
İyi bilinmektedir ki, insanlar yaşlanırken vücutta belirli değişiklikler gerçekleşmektedir. Vücutta hayati önem arz eden doğal madde miktarlarının azalması da buna dahildir. Ne yazık ki, yaşlanmanın etki seviyelerini belirleyen elastin de bu maddelerden biridir.
Vücut yaşlandıkça gitgide daha az protein üretmeye başlar. Bazıları bu düşüşün yirmili yaşların başında başladığını söyler. Orta yaş seviyesine gelindiğinde, artık zar zor elastin üretiliyor olmaktadır. Sonuç olarak cilt elastikiyetini kaybeder ve sarkmalar ve kırışıklıklar fark edilmeye başlanır.
Muhtemel elastin kaybının başlamasının ne kadar yakın olduğunu genler belirler. Ayrıca, güneşten gelen ultraviyole ışınları (UV) elastin kaybının temel nedenlerinden biridir. Esasında, uzmanlar, cilt yaşlanmasının %85 kadarının güneşe direk maruz kalmanın bir sonucu olduğunu belirtmektedir.
Toksinler, kimyasallar ve kirleticiler gibi çevresel faktörler de ayrıca kişiyi olduğundan daha yaşlı gösteren sebepler arasındadır. Bu faktörler sadece cilt üzerinde direk olarak zararlı etkiler oluşturması yüzünden değil, ayrıca serbest radikallerin aktivitelerini destekleyerek yaşlanmayı hızlandırırlar.
Elastin Nasıl Artırılır / Cildin Daha Genç Görünmesi İçin Yapılabilecekler
Neyse ki, elastin kaybını önleyebilmek için yapılabilecek bazı şeyler vardır. Yeterince genç bir görüntüye kavuşabilmek için yapılabilecek aksiyonlara bir göz atalım.
1. Güneş kremi uygulayın
Zaman ilerledikçe, cildin yaşlanmasında güneşin gittikçe artan bir etkisi söz konusudur, ultraviyole ışınlarına karşı korunmak için önlem alınmaya başlanmalıdır. Bu etki sadece ciltteki elastinin bozulmasına neden olmaz, ayrıca kolajene de zarar verir. Bu nedenle güneş altında daha az vakit geçirilmelidir. Fakat sadece bunu yapmak yeterli olmayabilir ya da günlük planlara bağlı olarak elverişli değildir.
O yüzden, her gün düzenli olarak güneş kremi kullanılmalıdır. Güneş koruma faktörü en az 35 olan ürünler genellikle tavsiye edilir. Güneşe çıkmadan yarım saat kadar önce uygulanabilir. Güneşe ne kadar maruz kalındığına göre birkaç saatte bir uygulama yinelenebilir.
2. C vitamini kullanın
Ağızdan ya da topikal olarak C vitamini kullanımı ciltteki elastin üretimini destekler. Bu, serbest radikallerin verdiği zararlara karşı cildi korurken, cildin yapısal bütünlüğünü korumaya da yardımcı olur. C vitamini içeren kremler daha taze bir görüntüye kavuşmak için ciltteki ölü hücrelerden kurtulmaya yardımcı olur.
Bilindiği üzere, haplar ve topikal çözümler bu vitaminin tek kaynağı değildir. C vitaminini ayrıca besinlerden, özellikle meyve ve sebzelerden temin edebilirsiniz. Etli ve zarlı kabuksuz meyveler, turunçgiller, brokoli ve guava C vitamini kaynağı olarak iyi örneklerdir. Bununla beraber topikal olarak uygulanmak üzere içerisinde çeşitli meyveler, yumurta vb besin maddeleri içeren evde yapılan kolajen maskeleri de elastin üretiminin artmasına yardımcı olabilmektedir.
3. Yağsız protein tüketimini artırın
Daha önce de değinildiği gibi, elastin amino asitlerden oluşmaktadır. Bu bileşenler protein blokları oluştururlar. Bu amino asitler, yağsız protein açısından zengin besinlerden temin edilebilir.
Bu tür yiyeceklere iyi bir örnek olarak soya fasülyesi gösterilebilir. Soya ayrıca glisin bakımından da zengindir. Bu amino asit elastinin önemli bir bileşenidir. Bu besin ayrıca, prolin, valin ve alanin gibi birçok önemli amino asit içermektedir.
Süzme peynir, kuruyemişler, tohumlar, yumurta, tavuk ve tofu gibi besinler, yağsız protein açısından iyi kaynaklardır.
4. Daha fazla sebze tüketin
Bu besinler elastin seviyesini yükseltmekte çok etkilidir. Brokoli, lahana ve ıspanak gibi koyu yeşil sebzeler, lütein olarak bilinen bir madde içerir. Lütein elastin seviyesini yükseltir ve cildin elastikiyetini artırır. Cildin su ihtiyacını karşılar ve kırışıklıkların oluşmasını engellemeye yardımcı olur.
5. Fito-östrojen kullanmayı deneyin
Östrojen de ayrıca elastin kaybı ile ilişkilidir. Bu hormon yaş ilerledikçe azalan hormonlardan biridir. Yaşlı kadınların ciltlerinde kırışık bir görüntü ortaya çıkmasının temel nedenini oluşturur. Bu madde, elastin ve kolajenin sentezlenmesini desteklerken, bozulmalarını da engellemeye yardımcı olur.
Bu sebeple, bitki kaynaklı olan bir östrojen olan fito-östrojen kullanımından fayda elde edilebilmektedir. Bu maddeler, vücut tarafından doğal olarak oluşan hormonlar gibi iş görmektedirler. Bu yüzden, öztrojen seviyesinin azalmasıyla ilişkili olan elastin kaybı ile mücadelede faydalı oldukları düşünülmektedir.
Uzamanlar, bitkisel kökenli östrojen sunan 300’ den fazla yiyecek olduğunu belirtmektedirler. Bu besinler, isoflavonoid, lignan ve coumestan adında 3 temel fito-östrojen tipinin temin edilmesini sağlamaktadırlar. Bu besinlere örnek olarak soy fasülyesi, barbunya fasülyesi, keten tohumu ve alfalfa gibi farklı tür fasülyeler gösterilebilir.
6. Yeterince omega-3 yağ asidi tüketin
Beslenme alışkanlıklarına yeteri miktarda omega-3 eklemek elastin üretimini artırmada faydalı olacaktır. Genç bir görüntüye kavuşmak için bu besinlerin tüketilmesi faydalıdır. Bu çoklu doymamış yağları hem bitkisel hem de hayvansal ürünlerden elde edebilirsiniz. Ringa balığı, somon, sardunya, keten tohumu, kaju, fındık gibi besinler omega-3 açısından zengin besinler olarak gösterilebilirler.
7. Cildi ölü hücrelerden arındırın
Cildin soyulması ya da pul pul dökülmesi güzellik uygulamalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu uygulama cildin en dış tabakasındaki ölü hücrelerin uzaklaştırılmasına yardımcı olmaktadır. Bu şekilde, cilt bakım ürünlerinin beklenen faydalarını gösterebilmeleri ve cilde iyi nüfuz edebilmeleri sağlanmış olur.
Peki bu uygulama ciltte elastin oluşumu için nasıl bir fayda sağlar? Cildi ovma işleminin de ayrıca yapısal proteinin oluşmasını desteklediği düşünülmektedir.
8. Büyüme hormonu
Birçok ünlünün güzellik sırrı olan büyüme hormonunun hem elastin hem de kolajen kayıpları üzerinde rol oynadığına inanılmaktadır. Östrojen ve diğer hormonlar gibi, insanlar yaşlandıkça büyüme hormonunun da seviyesi azalmaktadır. Bu yüzden cilt yaşlanmasında bir etki teşkil ettiği düşünülür.
Kolajen ve elastin büyüme hormonuyla beraber azaldığı için, büyüme hormonunun seviyesinin artırılması elastinin ve kolajenin artırılmasında etkili olabilir.
Birçok araştırmada, büyüme hormonu terapisi ile cilt elastikiyetinin ve kalınlığının artırıldığı gözlenmiştir. Bu nedenle bulgular, büyüme hormonunun elastin üretimine yardımcı olduğunu göstermiştir.
Her ne kadar araştırmalar çoğunlukla sentetik hormon olarak kullanılan büyüme hormonunun cilt için faydaları olduğunu gösterse de, GenF20 Plus gibi etkili büyüme hormonu destek / takviye ürünleri kullanmak için varlıklı olmak gerekebilir. Birçok ülkede genç bir görüntüye kavuşmak için yapılan büyüme hormonu enjeksiyonu illegaldir. Pahalıdırlar ve kullanabilmek için reçete gerekmektedir. Bunun aksine, büyüme hormonu destek / takviye ürünleri genellikle daha ucuz, güvenli, legal ve reçetesiz satılmak için müsaittir.
Göz kamaştıran bir cilde sahip olmak için elastinin hayati bir rol oynadığı çok açıktır. Bir şekilde azalması kolajenle beraber olmaktadır. Elastini artırmak için yapacağınız aksiyonlar bir şekilde kolajenin de artırılmasında işe yarayacaktır. Bu proteinler beraberce, cildin sıkılığını, yapısını ve elastikiyetini artırmaktadırlar.
Elastin nedir, elastin nasıl artırılır konusuyla bağlantılı ilginizi çekebilecek diğer paylaşımlar;
- Kollajen Nedir | Cilde Kolajen Takviyesi/Desteği ve Kolajen Üretimini Arttıran Besinler Nelerdir
- Yüz ve Ciltteki Kolajen Üretimini Artırmak İçin ve Kırışıklıkları Azaltmak İçin Tedaviler
- Sığır Jelatini Nedir, Faydaları Nelerdir, Nasıl Yapılır ve Kullanılır, Nerede Satılır?
- Peptidler: Yüz ve Cilt Bakımında Kullanılan Peptidler | Pentapeptid, Oligopeptid, Bakır Peptid, Nöropeptid
- Evde Cilt Bakımı İçin Kolay Doğal Yüz Maskesi Tarifleri ve Bitkisel Yöntemler Nelerdir?